TÜM TOKATLI İŞ ADAMLARIMIZIN DİKKATİNE
MEN
DAKKA DUKKA
Birileri
size karşı ince ayar veriyorsa, sizde onlara kalın ayar veriniz.
Eğer iş yaptığınız memleketinizde başarı elde edemediyseniz , orada size sahip
çıkmayan yöneticiler ve halktır.Neden sahip çıkılmadığını ise,herkes oturup
kendine bir bakıversin.Ya iletişim bilginiz yoktur,ya kurumsal kimliğiniz
yoktur yada cehaletin içinde cahilce yöntemlerle ;herkesi kendinizden
kaçırıyorsunuz demektir.
Doğduğu yerde yaşama tutunamayan bir çok insan
,acı gurbetin yolunu tuttu. Bir çok insanımız büyük şehirlerde hayata tutunmak
için nice çile , ızdırap , gözyaşı , sıla hasreti çekerek tırnaklarıyla
kazıyarak kendi çabalarıyla kapitalist düzen içerinde bir yerlere gelmenin
mücadelesini verdiler. Zır cahiller ile iyiler arasındaki savaşı her zaman
nitelikli ve kaliteli insanlar kazanmıştır.Zır cahiller ve kendilerini mükemmel
gören sağlam gören engelliler;bir yerlerini yırtarcasına ahmakça daleveralara
başvursa da; her daim dibe çakılırlar.Kendi yanlışlarından dolayı al- aşağı
edildiklerini asla kabül etmeseler de ne yazar ki?
Onurlu
insanlar ile kendilerini esastan adam sanan zavallılar arasındaki mücadele hep
olmuştur.Delikanlı insanlar,unutulmaz anılar ve hatıralarla dolu büyük bir
hayat savaşının inanılmaz emsalini sergiler. Bir yanda yükselirken diğer
tarafta kendi öz doğduğu toprağına bir şeyler ekmenin hayalini kurarlar. Bu
hayallerini ve ideallerini gerçeğe dönüştürme evresinde önlerinde setler ve aşılmaz
taş duvarlar çıkar. Kendi memleketine hizmet ve yatırım yapmak isteyen yiğit ve
cesur insanların onur, şeref , hak ve hukuklarını ayaklar altına alanlar yada
almak isteyenler olur.İyiliklerden anlamayan ve sürekli kirli dünyalarında
yaşayan sefiller,bu İzzet ve şeref sahibi olan insanları zelil hale sokarak iş yapmak
gayretine düşerler. Bir çokları iş adamlarının mülk ve servetlerinin
muhasebeciliğine soyunurlar. İş adamlarına hesap sormaya başladılar.
Kendilerini sultan, paşa, ağa adam , ilim sahibi gören zübükler ve ilkokul
mezunu sahte basıncılar ve ellerine bir mikrofon alan şeref yoksunları; iş
adamlarını soymak için , kumpas, iftira , şantaj yaparak yollarını bulmanın hesabını yaptılar.Eee ahlak yoksunu ve namuslu
gözüken namussuzlardan ne beklenir ? Bu dallamalar her fırsatta şahsiyetli
yatırımcıların aleyhinde fitne , dedikodu, gıybet ederek karalama yaptılar.Yada
ayakçılarına bunu övüt ettiler. Bu tipler kendilerini Tokat’ın dağlarının
yüksek olmasından esinlenerek büyük olduklarını zannettiler. Bunlar
cehaletlerinden dolayı ne kadar küçük ve dar beyinli olduklarını
kavrayamadılar. Utanmadan ve sıkılmadan her türlü iftirayı ve karalamayı iş
adamlarına attılar. Biz bunlarla daha düne kadar birlikte yemek yedik, top
oynadık , hayvan otlattık, aynı tarlada çalıştık gibi sözler sarf ederek küçük
görmeye başladılar. Bu zındıklar sonra ,’’ İstanbul`a göç ettiler, zengin
oldular, adam oldular ve bizleri beğenmiyorlar’’ gibi sözlerin arkasında sahte
yüzlerini gösterdiler. Kısacası kıskançlık ,tahammülsüzlük ve çekememezlik
ruhlarına işlemiş. Tüm bu cehalete rağmen ;Tokat`a yatırım yapan herkes mağdur
olup büyük paralar kaybederek hayal kırıklığına uğradılar. Hiçbir yönetici ve
halk bu iş adamlarına destek vermediler ve koruyamadılar. Yeni yatırımların ve
istihdamın böylece olanağı kayboldu. Ve göç kaçınılmaz bir vaka olarak karşımıza
çıktı.Demek ki ,Tokat`ı tokatlayan İstanbul’da yaşayan iş adamları değil ,orada
ikamet eden yönetici ve basın yayın kuruluşlarıdır. İşlerini iyi yapanları ve
ilkeli ve onurlu mücadele veren basın yayın kuruluşlarını tenzih ederim. Bu
insanları itham etmek istemiyorum. Bu omurgasızlar , sürüngenler ,parazitler ve
fosiller; yolda kaldıklarında,kalacak yerleri olmadıklarında iş adamlarından,bürokratlardan yardım isterler .Birileri acır ve
verir.Birilerinden de ret cevabı aldıklarında; şantaj ve iftira atarak yolunu
bulmaya çalışan basit insanlardır. Kendine
faydası olmayan Tokat’ a ne faydası olur?
Åžunu
kafanıza not ediniz zübükzadeler ve iblisin yol arkadaşları; her hangi bir iş
adamının ne servetini nede mülkünü sorgulamak sizlerin haddine değildir. Dört
karakaçan eşeği bir arada tutamayan insanlar; iş adamlarına dil uzatamaz.
Kendisini yönetemeyen ve yolda yürümesini bile bilmeyen kişilerin ,binlerce
insana iş , aş , ekmek ve istihdam kapısı sağlayan iş adamlarının aleyhinde
konuşamaz. Onlar hakkında iftira atamaz. Şantaj yapamaz. Kumpas kuramaz. Dedi
kodu üretemez. Yalan Haber yazamaz. Sahte deliller ortaya atamaz. Zerre kadar
aklı kısa olan zındıklar, dev insanlar hakkında fikir yürütemez. Devlerin aşkı
da büyüktür, hikayesi de dillere destandır. Onlar unutulmaz birer efsanedir.
Onlar cesur , yiğit ve yürekli birer mücadeleci insanlardır. Onlar korkak
değildir. Onlar atılgan ve çalışkan insanlardır. Her daim ifade ettiğim gibi
HERKES KONUŞUR, GERÇEKLERİ SADECE YUSUF UZUN YAZAR